Gitmek, çoğu zaman eylemin kendisinden çok taşıdığı anlamlarla bilinir.Giden kişi, çoğunlukla "pes eden" olarak görülür; yüzleşmekten kaçtığı, mücadeleyi yarım bıraktığı, terk ettiği varsayılır. Oysa kimse bir anda gitmez. Gitmek, bir anda alınan ani bir karar değil, uzun bir sürecin sessiz sonucudur. Bazen insan içten içe defalarca gider; kalbiyle, aklıyla, hatta bakışlarıyla... Sonunda fiziksel olarak da ayrıldığında, dışarıdan sadece "gitmiş" görünür. Oysa o kişi çoktan kaybolmuştur o ilişkiden, o evden, o şehirden.
Peki gitmemek için verdiğimiz mücadele ne olacak? Onun kimse tarafından görülmemesi, yok sayılması bize ne kadar yük bindiriyor farkında mıyız? Kalmak için verdiğimiz emek, çaba, anlayış, sabır… Bunlar birikir içimizde, zamanla ağırlığa dönüşür. Ve o ağırlık öyle bir noktaya gelir ki, bir gün kendimizi kapının önünde buluruz. Belki bavulumuzu bile toplamadan, belki sadece bir cümlelik vedayla… Ama kesin olan şudur: Gitmeye o anda karar vermeyiz. Bizi oraya getiren binlerce küçük an, sözcük, suskunluk, göz devirmesi, ilgisizlik vardır.
İnsan bir yerde kalmak için mücadele etmeli midir? Evet, elbette. Ama bu mücadele tek taraflı olduğunda, bir yıpranma hikâyesine dönüşür. Çünkü bazen gücümüz hâlâ yetiyor olsa da ruhumuz o çatışmayı sürdürmek istemez. Anlaşılmadığınızda, görülmediğinizde, sadece var olabilmek için bile çaba harcamak zorunda kaldığınızda, gitmek bir kaçış değil; bir kendine dönüş olur.
İşte bu yüzden, yeterince mücadele ettiğim her yerden gidebilirim. Kalmak için elimden geleni yaptıysam, yüreğimi koyduysam ortaya, ama yine de değişen bir şey olmadıysa... Gitmekten korkmam. Çünkü artık biliyorum ki; hiçbir yer, hiçbir kişi, sürekli olarak kendimi kanıtlamamı gerektirecek kadar değerli değil. Varlığımı kabul etmeyen hiçbir hikâyede rol almak zorunda değilim. Başkalarının hikâyesinde "iyi" rolünü kapmak için uğraşırken, kendi hayatımda "kötü" karakter olmamalıyım.
Gidişler suç değildir. Tersine, bazen en büyük sorumluluktur. Kalmaya çalışmakla bitmeyen, yorucu döngülere veda etmektir. Kendini, ihtiyaçlarını, duygularını yeniden ciddiye almaktır. Çünkü insan, en başta kendine iyi gelmek zorundadır. Başkalarını üzmemek uğruna kendini hırpalamak, bir gün farkında olmadan kendi hayatının düşmanı haline gelmektir.
Gitmek, bazen hayatla kurduğumuz ilişkiyi yeniden tanımlamaktır. Kalmak için gösterdiğimiz çabayı küçümsemeden ama artık oraya ait olmadığımızı da kabul ederek... Bu yüzden diyorum ki:
Yeterince mücadele ettiğim her yerden gidebilirim.
Ve bu gidiş, kaybetmek değil; kendini sonunda duyabilmektir.
Billie Eilish - The Greatest , Sydney Rose-We Hug Now 🤍